12 Mart 2013 Salı

Hero Chavez


5 Mart 2013 tarihinde kanserden dolayı  58 yaşında hayatını kaybeden Venezüella Başbakanı Hugo Chavez ülkesinde yaptıklarıyla adeta ölümsüz bir dev.  Nasıl mı?   İşte 42 neden:


1.       Latin Amerika tarihinde bugüne kadar hiçbir siyasi lider  onun elde ettiği demokratik meşruluğu elde edememiştir. Göreve geldiği 1999 yılından bu yana toplam 16 seçim olmuş, Hugo Chavez, sonuncusu Ekim 2012 de olan,  toplam 15 seçim kazanmıştır. Rakiplerini 10-20 puan farkla geride bırakmıştır.
2.       Bütün uluslararası kurumlar, Avrupa Birliği’nden Amerikan kurum ve kuruluşlarına, Güney Amerika Devletleri Birliği’nden Carter Merkezi’ne kadar,  Venezüella’daki oy sayımının çok şeffaf olduğunu belirtmişlerdir.
3.       ABD eski başkanı James Carter, Venezüelll’nın elektronik seçim sisteminin dünyadaki en iyi sistem olduğunu kabul etmiştir.
4.       1998’de tanıtılan “eğitime herkesin ulaşımı”  kapsamında büyük etkileri olan Robinson 1 okuma yazma Misyonuyla  yaklaşık 1,5 milyon Venezüella vatandaş okur-yazar hale gelmiş.
5.       UNESCO, 2005 yılında yayınladığı raporunda, Venezüealla’nın cehaleti ortandan kaldırdığını resmen açıklamış.
6.       Okula gönderilen çocuk sayısı 1998’de 6 milyon iken bu sayı 2011’de 13 milyonu bulmuş ve okula kayıt sayısında %93 bir artış sağlanmıştı.
7.       Robinson Misyonu 2 ile Venezüealla’nın tamanını kapsayan bir  eğitim seferberliği başlatılmış ve toplumun her kesimi ortaokul eğitimi alabilmiştir. Böylece ortaokul’a kayıt oranı 2000’de %53.6 iken  2011’de %73,3’e yükseltilmiştir.
8.       Ribas Misyonu adı altında ise onbinlerce genç üniversite eğitimi almış, böylece 2000’de 895.000 olan üniversite öğrenci sayısı yeni üniversitelerinde kurulması sayesinde 2011’de toplam 2,3 milyonu bulmuştur.
9.       Sağlık konusuna gelince, Ulusal sağlık sistemi kurulmuş ve tüm venezüealla halkı ücretsiz sağlık hizmetleri almaya başlamıştır. 2005 ve 2012 yılları arasında toplam 7873 tıp merkezi açılmıştır.
10.   1999’da 100.000 kişi başına 20 doktor düşerken bu sayı 2011’de %400 arttılıp aynı kişi başına 80 doktor düşmesi sağlanmıştır.
11.   Barrio Adentro 1 misyonu kapsamında 534 milyon tıbbi konsültasyon sağlanmış, yaklaşık 17 milyon insanın katılımı sağlanmıştır. 1998’de  sadece 3 milyondan daha az nüfus düzenli sağlık hizmeti alabilmiştir. 2003 ve 2011 yılları arasında toplam 1,7 milyon insan hayatı kurtarılmıştır.
12.   1999’da bebek ölüm oranları binde 19,1’den 2012 de binde 10 civarına düşürülmüştür.
13.   Ortalama yaş süresi 1999’da 72,2 iken 2012’de bu oran 74.3’e yükselmiştir.
14.   2004’te başlatılan “Mucize Operasyon” sayesinde ülkedeki  katarak ve diğer göz hastalıklarına yakalanan 1,5 milyon vatandaş tekrar  sağlığına kavuştu.
15.   1999 – 2011 yılları arasında yoksulluk oranı %42.8’den %26.5’e düşmüş ve açlık sınırı %16,6’dan  %7’ye düşmüştür.
16.   Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsan Hakları verilerinin sıralamasında 2000 yılında 83.sıradan 2011’de 73. Sıraya yükselerek Yüksek standartlara sahip ülkeler arasına girebilmiştir.
17.   Ülkelerdeki eşitsilik oranını gösteren GINI katsayısı Venezüealla’da  1999’da 0.46’dan 2011’de 0.39’a düşmüştür.
18.   BM kalkınma Programına göre Venezüealla Latin Amerika ülkeleri arasında en az GINI katsayısına sahip. Bu da onu bölgede gelir dağılımının en adaletli oluğu ülke konumuna getirmektedir.
19.   Çocukların dengesiz- sağlıksız beslenmesi %40 oranında azaltılmıştır.
20.   1999’da halın %82 si içilebilr temiz suya erişebilirken bu oran 2011’de %95 olmuştur.
21.   Hugo Chavez yönetiminde sosyal harcamalara %60 pay ayrılmıştır.
22.   1999 yılında sadece 387.000 insan emekli maaşı alırken şimdi 2,1 milyon insan emekli maaşı alabilmektedir.
23.   1999’dan bu yana toplam 700.000 konut yapılmıştır.
24.   1999’dan bu yana hükümet  yerli halka  bir milyon hektardan fazla arazi tahsis etmiş veya tekrar geri vermiştir.
25.   Toprak reformuyla çiftçiler toprak sahibi olabilmiştir. Dolayısıyla toplamda hükümet 3 milyon hektar alan halka dağıtmıştır.
26.   1999’da Venezüealla tüketilen malların %51’ini üretir durumdayken 2012’de üretim %71’e ulaşmış tüketim ise %81’e ulaşmıştır. Eğer 2012’deki tüketim oranı 1999’daki tüketim oranına eşit olsaydı Venezüealla’nın üretim oranı %140 olurdu.
27.   1999’dan bu yana Venezüeallalılar tarafından tüketilen ortalama kalori %5 oranında, bugün 22.000 bin gıda mağazaları zincirini(MERCA, Houses Food, PDVL) ortaya çıkaran,  Yiyecek planlaması programı sayesinde artmıştır.
28.   Bugün 5 milyon öğrenci  okullarda üzcretsiz bir şekilde bütün öğün yemkelerini alabilmektedirler. Bu oran 1999’da sadece 250bin idi.
29.   Yetrsiz beslenme oranı %21’den %3 seviyelerine düşürülmüştür.
30.   Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre,  Karayipler ve Latin Amerika’da Venezüealla açlıkla mücadele konusunda en  gelişmiş ülke konumundadır.
31.   Elektronik ve Haberleşme sektörünün kamulaştırılmasıyla Özel teşebbüsler-Monopolcü tekeller engellenmiş,  vatandaşların bu sektörlerde yer alması daha da kolaylaştırılmıştır.
32.   Petrol şirketi olan PDSVA’nın 2003’te kamulaştırılmasıyla venezüealla enerji bağımsızlığını kazanmıştır.
33.   1999’dan bu yana 50.000’den fazla kooperatif ekonominin her alnında kurulmuştur.
34.   İşsizlik oranı 1998’de  %15,2 den  2012’de 4 milyondan fazla iş alanı yaratımı sayesinde %6.4’e düşmüştür.
35.   1998’de en düşük ücret 100 bolivar(18dolar) iken 2012’de en düşük ücret 247.52 bolivar(330dolar) -yani %2000 lik bir artış-  olmuştur. Bu Latin Amerika’da en yüksek düşük ücret sıralamasıdır.
36.    1999’da İşgücünün  %65’i  en düşük ücret alıyorken 2012’de sadece %21 oranında işçi bu düzeyde bir ödeme almaktadır.
37.   Şu ana kadar hiç çalışmamış belli yaşlarda olan yetişkin nüfus hala en düşük maaşın %60’ı kadar bir gelirleri vardır.
38.   Geliri olmayan kadınlar ve engelli vatandaşlar emekli maaşların %80’i oranında gelir alabilmektedirler.
39.   Çalışma saateleri gelirde herhangi bir ücret farkı olmaksızın günde 6 saate düşürülmüştür.
40.    1999’da Kamu borçlanması Gayrfi Safi Milli Hasılanın %45’inden 2012’de %21’ine düşmüştür.
41.   2012’de Venezüealla’nın ekonomik büyüme oranı %5,5 olarak gerçekleşmiştir.  Bu dünyanın en büyük oranıdır.
42.   Kişi başına düşen milli gelir 4.100 dolardan 10.810 dolara yükselmiştir.

6 Mart 2013 Çarşamba

Harediler Ve İsrail Yayılmacılığı


İsrail kendisini içerde etkileyecek çok ciddi bir siyasi krize doğru ilerliyor: Bu kriz hem Filistinlilerle olan ilişkilerinde hem de diğer Arap komşularıyla  ilişkilerinde büyük etkileri olan bir “Yahudilerin karşı karşıya” gelmesi krizidir. Buradaki çatışma bir yanda Siyonist askeri devlet ile diğer yanda Harediler dinci hareketi arasındaki, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun son zamanlardaki önerisini içeren genç Haredilerin  dinden kaynaklı ordudan muaf olma durumunun  sona erdirilmesi gibi, birçok konuyu kapsamaktadır.

Harediler Ve Siyonist Yayılmacı Devlet

Harediler İsrail devletinin kurulmasından önce bile(zorla kurulmasından önce) Siyonizm’e karşıydılar. Yine Bugün de gerek dini, ahlaki ve siyasi sebeplerle Haredilerin büyük bir kısmı ısrarla Siyonist bir devlete karşıdırlar. Haredi öğretisi Yahudi halkının 3 yemine bağlı olduğunu belirtir: 1) Şiddet ve güç kullanmaksızın İsrail’de yerleşme, 2) diğer milletlerle savaşmamak ve 3)İsrail’in diğer ülkeler ona zulüm edecekmiş gibi davranmaması gerektiği.
  850.000’in üzerinde Filistinliye karşı zor kullanıp  topraklarını zorla istila eden İsrail’in zorba tavrına devamlı karşı çıkmıştır Harediler. İsraili’in yayılmacı emellerini ve askerini destekleyen diğer sözde aşırı Ortodokslardan ziyade Harediler,  militarizmin insanın ruhunu körelttiğini, Siyonistlerin ise Yahudileri Tevrat’ın dürüst-adil takipçisinden fanatik etnosentrik bir askeri devlet yanlısına dönüştürmekte olduğunu iddia etmektedirler. Harediler için “devlete tapma” , özellikle İsrail bayrağının ibadethanelerde dalgalandırılması, tıpkı Musa’nın kınadığı “Altın Buzağı”ya tapmak için dininden dönen Yahudilerin durumu gibidir.
Haredilerin çoğu seçimleri protesto eder, kendi okullarını kurar, öğrencileri daha derin dini bilgiler öğrenmelerini sağlamak ister, Cemaat anlayışına ve aile değerlerine önem verir bunun yanında fazla çocuk sahibi olmayı destekledikleri gibi  kendi genç nüfuslarının sözde savunma amaçlı İsrail ordusuna alınması çabalarını da engellerler. Bu yüzden bütün önemli Siyonist partilerle beraber yayılmacı İsrail yönetimi,  Haredileri vatani görevlerini yapmadıklarını iddia ederek  etkisiz hale getirme peşindedirler.  Tüm kitle iletişim araçlarıyla ve resmi bildirilerle Siyonizm yanlısı politikacılar ve bizzat devletin kendisi onlara karşı bir nefret kampanyası  içerisindedirler. Bunun sonucu olarak 2006 yılında yapılan bir araştırmadan da anlaşılacağı gibi İsrailli Yahudilerin üçte biri Haredileri İsrail’de en sevilmeyen topluluk olarak göstermişlerdir.
Bununla beraber, Harediler  hem devlete karşı hem de siyasilere karşı korkuyla yaklaşmakta ve onlara karşı isteksizdirler. Çünkü  2. Dünya savaşı ertesinde Tahran’da Siyonist anlayışa sahip kamplarda kendi çocuklarının insani değerlerden arındırıldığını iddia etmektedirler. Bir Haredinin anlattıklarına göre birçok Polonyalı dindar  haredili genç, özellikle soykırıma maruz kalmış olanlar ve Rusya’dan gelmiş olanlar Yahudiliği yok etme adına hayal edilemez ruhsal ve fiziksel işkenceye maruz kalmıştır.
İsrail’in  bugünkü bilinen yönetimi, Yahudiliğin çarpıtılmış formu yayılmacı anlayışa dayanak sağlamakta ve bugün bütün harediler askere alınan evlatlarının sistematik bir beyin yıkama süreciyle toprakları işgal için Siyonizm  tarafından kullanılacaklarına  inanmaktadırlar.

 Harediler Ve İsrail’in Öncelikleri

Harediler hareretli bir biçimde İncil’in “Verimli ol ve çoğal”  öğretisini savunur ve yerine getirirler.  Geniş aile yapısına sahip olmakla birlikte Harediler’de ortalama yaş 16’dır. Siyonistlere verdikleri mesaj kısaca “bomba değil bebek yap” tır. Bazı Haredi liderleri bu yolda Filistinliler ve İranlı yetkililerle görüşmüş, sorunun çözülmesi için desteklerini dile getirerek İsrail’in saldırgan tavrını kınamışlardır.
Aşırı dinci Harediler zamanlarının çoğunu dini bilginlerin düşüncelerini okumakla geçirir, bunlar hakkında kafa yorar ve aralarında tartışırlar. Siyonistlere de Netanyahu’nun kan donduran saldırgan sözlerini dinlemeleri yerine Musa bin Meymun’un “ahlaki anlaşmalarını” okumalarını tavsiye ederler.
Harediler genelde cemaat kültürü halinde yaşar ve çalışırlar. Çocuklarını da Batı Şeria’da Filistinlileri öldüren askerler olarak görmek yerine dini eğitim verilen Yeşivalar okuluna göndermek konusunda ısrarcıdırlar. Çocuklarına Tanrı yolunda hizmet etmelerini öğretmektedirler. Tevrat’ı temel alan Harediler, “Önleyici Savaş Doktrini” yanlısı olan deniz aşırı Siyonistler’in yayılmacı anlayışına karşı çıkmaktalar.Harediler daha iyi bir hayat için Siyonizm’in Batı Şeria’da  toplum yararı adı altında  kendi zorba yerleşim savaşına katılma çağrısını geri çevirmektedir. İçe kapanık Haredi yaşam biçimi, devlete finansal spekülasyonlara ve zararlara neden olan, insan ticareti yapan ve kamuyu dolandıran,ABD’den milyar dolar destek alan  Siyonizmin saf militarizmine karşı bir alternatif olarak görülmektedir. Harediler kendi çocuklarının İsrail’in kendi çıkarları için askere alınması durumunda, toplumdaki ahlaki değerlerin çökeceğine de inanmaktadırlar.